Çocuklarda Saldırganlığın Gözden Kaçırılan Sebepleri

Çocuklar dünyaya geldikleri andan itibaren sürekli olarak başka birileriyle iletişim halinde olmaktadırlar. Bu etkileşimler sonucu çocukların ilerleyen dönemlerinde nasıl bir karaktere sahip olacağı, nasıl hareketler sergileyeceği veya ne tarz tepkiler vereceği şekillenmektedir. Çocuklarda saldırganlığın gözden kaçırılan sebepleri genellikle yaşanan problemlerin de gözden kaçırılmasına neden olmaktadır.

Doğdukları ilk andan itibaren eğitime başlayan çocuklar erişkin olana kadar ilk olarak ailede daha sonra ise okulda eğitim görmektedirler.

Ailede aldıkları ilk eğitim neredeyse karakterlerinin büyük bir çoğunluğunu oluşturmaktadır. Çocuklar anne ve babalarının sergilemiş olduğu davranışları kayıt cihazı gibi beyinlerine kaydederek daha sonra kaydettikleri şekilde davranış sergilemeye başlamaktadırlar.

Anne veya babasının saldırgan davranışlar sergilemesi çocuklara örnek olaylar karşısında aynı şekilde saldırgan davranışlar sergilemeleri gerektiğini hissettirmektedir. Örneğin babanın yemek için sürekli saldırgan davranışlar göstermesi çocuğun ilerleyen yaşlarında kendisinin de yemek için saldırgan davranışlar göstermesine neden olmaktadır.

Çocuklarda saldırgan davranışlar 3 temele dayanmaktadır. Bu temeller aile faktörü, çevre faktörü ve akran ilişkisi şeklindedir.

Bu noktada özellikle ortanca çocuk sendromu yaşayan çocuklar yaşadıkları arada kalmışlık hissi nedeniyle psikolojik olarak birtakım sorunlar yaşamaktadırlar.

İlk çocuk olmanın avantajları veya en küçük çocuk olmanın avantajları ortanca çocuklara göre çok daha fazladır. Bu çocuklar çoğu zaman aile içerisinde en çok bir şeylerin talep edildiği çocuklar olmaktadır.

Çocuklarda Saldırganlığın Gözden Kaçan Belirtileri

Çocuklarda saldırganlık davranışları geçirdikleri gelişim dönemlerine görev farklılık göstermektedir. Özellikle çocuklarda saldırganlığın gözden kaçan belirtileri nedeniyle birçok çocuk farkında olmadan saldırgan bireylere dönüşmektedirler.

Okul öncesi dönemde gösterdikleri saldırgan davranışlar gün içerisinde fazla şekilde ortaya çıkmaktadır. Bu dönemdeki çocuklar sakinleştirilen öfke nöbetlerine girmekte aşırı aktif ve kontrolsüz davranışlar sergilemektedir.

Okul dönemi çocukların da genellikle saldırgan davranışlar uyum sağlayamama yani aktivitelerde oyun bozan davranışlar sergileme şeklinde ortaya çıkmaktadır. Aynı zamanda evde veya sokakta bulunan hayvanlara karşı fiziksel şiddet eğiliminde bulunmaktadırlar.

Saldırgan çocukların en tehlikeli dönemi ise ergenlik dönemi olmaktadır. Çünkü bu dönemde yaşadıkları ruhsal değişim sonucu otoriteye karşı geliştirdikleri savunma mekanizmaları çocukların fiziksel şiddete, okulda sürekli olarak ceza almasına, hiçbir neden olmadığı halde okula gitmemesine, kavgalara katılmasına veya çetelere dahil olmasına neden olmaktadır.

Göz Ardı Edilmesi Kolay, Teşhis Edilmemiş Hastalıklar

Çocuklarda ortaya çıkan çeşitli psikolojik rahatsızlıklar bulunsa da genellikle çocukluk döneminde göz ardı edildiğinden ve sergilenen bazı davranışlar çocukluk dönemine verildiğinden teşhis edilmeyebilmektedir.

Göz ardı edilmesi kolay, teşhis edilmemiş hastalıklar çocukların zamanla uyum problemleri yaşamasına ve yetişkinlik döneminde sosyal hayatlarını etkileyecek olumsuz davranışlarda bulunmasına neden olmaktadır.

Özellikle çocuklarda en sık rastlanan ancak kolay kolay tespit edilmeyen psikolojik rahatsızlıklar içerisinde dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, obsesif kompulsif bozukluk, altını ıslatma ve altını kirletme, uyum bozuklukları, okul sorunları ve davranım bozuklukları gibi çeşitli hastalıklar bulunmaktadır.

Sorunların Köküne İnmek

Çocukluk döneminde yaşanmış birçok sorun özellikle kapalı oyun parkı içerisinde sürekli olarak vakit geçirmiş olan çocuklar ilerleyen dönemlerde özellikle yetişkinlik dönemlerinde davranışsal problemler yaşamaya başlarlar.

Bu nedenle aslında Freud’un da desteklediği gibi yetişkinlik döneminde sergilenen tüm olumsuz davranışların ve psikolojik rahatsızlıkların temelinde çocukluk travmaları yatmaktadır. Bu nedenle yetişkin psikiyatristleri genellikle bu hastalıklara çözüm olarak sorunların köküne inmek ve sorunun kaynağını tespit etmek istemektedirler.